Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Burdur İl Koordinasyon Kurulu (İKK) tarafından düzenlenen Burdur Kent Sempozyumu, "Depreme Dayanıklı, Sürdürülebilir ve Yaşanabilir Kent" temasıyla başladı.
Sempozyumda, kentin geleceğini ilgilendiren şehirleşme politikaları, yapı güvenliği, çevre sürdürülebilirliği ve kent planlama başlıkları ele alındı.
Kentleşmede Bilim ve Toplumsal Akıl Vurgusu
MAKÜ yerleşkesindeki bir otelde düzenlenen sempozyuma Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, MAKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oğuz Gürsoy, TMMOB Yürütme Kurulu Üyesi Arif Balkanay, siyasi parti ve meslek örgütü temsilcileri ile çok sayıda mühendis ve mimar katıldı. Program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.
TMMOB Burdur İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Özgür Özer, açılış konuşmasında kentteki temel sorunlara dikkat çekti:
“Bugün burada deprem, su kaynakları, hava kirliliği, trafik, enerji, yeşil alanlar ve kent estetiği gibi konuları bilimsel bir bakış açısıyla tartışmak için bir aradayız. Sağlıklı ve güvenli bir kenti inşa etmek, yalnızca mühendislerin değil; yerel yönetimlerin, akademinin ve halkın ortak çabasıyla mümkündür.”
“Sempozyum Karar Vericiler İçin Rehber Niteliğinde Olacak”
Özer, Burdur’un geleceğini ilgilendiren kararların bilimsel temellerle alınması gerektiğini vurgulayarak şöyle devam etti:
“Bu sempozyum, kentin sorunlarına yönelik bilimsel çözüm önerilerini ortaya koyacak bir yol haritası niteliği taşıyor. Bugün burada dile getirilen her konu, Burdur’un geleceğine bırakılacak bir sorumluluk belgesidir. Yönetim kademelerinin bu önerileri dikkatle değerlendirmesi gerekiyor.”
Katkı sunan tüm meslek odalarına ve paydaş kurumlara teşekkür eden Özer, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
“Kent hepimizin evidir. Bu nedenle yalnızca katılanların değil, katılmayanların da bu sürece dahil olması gerekiyor. Dilerim bu sempozyum, Burdur’un daha yaşanabilir, dirençli ve sürdürülebilir bir kent olması için ortak bir adım olur.”
TMMOB Yürütme Kurulu Üyesi Arif Balkanay: “Bu Sempozyum Burdur İçin Değerli Bir Fırsat”
TMMOB Genel Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Arif Balkanay, konuşmasında kent sempozyumlarının önemine değinerek, TMMOB’un yıllardır kentleşme, çevre, madencilik ve su yönetimi konularında aktif çalışmalar yürüttüğünü belirtti.
“Bu etkinliğin Burdur’da yapılması, kentimiz açısından önemli bir fırsattır. Kent sempozyumlarını sadece teknik toplantılar olarak değil, kentlerin geleceğini ortak akılla planlamak için bir zemin olarak görüyoruz.”
Balkanay, kentlerin sorunlarını çözmede mesleki birikimin rehber olması gerektiğini belirterek şöyle devam etti:
“Altyapıdan çevre düzenlemesine, turizmden konut politikalarına kadar pek çok konuda çözüm önerileri geliştirdik. Bu platformlar, kamu yararı temelinde ortak bir akıl üretme çabasıdır.”
“Burdur’un Doğal Zenginlikleri Kontrolsüz Müdahalelerle Tehdit Altında”
Konuşmasında Burdur’un doğal mirasına da değinen Balkanay, Burdur Gölü’nün kuruması, mermer ocaklarının yayılması ve su kaynaklarının bilim dışı kullanımı gibi sorunların acilen ele alınması gerektiğini ifade etti:
“Burdur Gölü’nde yaşanan kuruma sadece bir çevre sorunu değil, bir yaşam hakkı ihlalidir. Aynı şekilde mermer ve taş ocaklarının denetimsizce yayılması da doğaya ve kırsal yaşama büyük zararlar veriyor. Ülkemizdeki doğal varlıklar, piyasa koşullarına terk edilmiş durumda. Bu anlayış sürdürülemez.”
Balkanay, Salda Gölü örneğini hatırlatarak, yanlış kararların doğal miraslara telafisi olmayan zararlar verdiğini söyledi:
“Bilimsel temelden uzak politikalar, doğayı rant uğruna feda etmektedir. Biz mühendisler, mimarlar ve şehir plancıları olarak suyumuzu, ormanımızı ve toprağımızı korumayı yurttaşlık sorumluluğu olarak görüyoruz.”
“Deprem Değil, Çürük Yapılar Öldürür”
Balkanay, konuşmasının son bölümünde Burdur’un deprem riskine dikkat çekti:
“Tarihsel verilere göre Burdur’da büyük bir depremin uzak bir gelecekte değil, çok yakın bir dönemde yaşanabileceğini biliyoruz. Gerçek şu ki, deprem değil, çürük binalar öldürür. Bir kenti depreme dayanıklı hale getirmenin maliyeti, yıkılmış bir kenti yeniden inşa etmekten çok daha azdır.”
TMMOB’un önerisi olarak, kentin tüm bileşenlerini bir araya getirecek bir yapı oluşturulması çağrısında bulundu:
“Belediye, Valilik, Üniversite ve TMMOB iş birliğiyle ‘Dirençli Kent Burdur’u Yaratma Merkezi’ kurulmalı. Kentin mevcut yapı stoğu tespit edilip bilimsel yöntemlerle incelenmeli ve dönüşüm planları etaplar halinde hayata geçirilmelidir.”
Başkan Ercengiz: “Kentleri Büyütme Hırsımızı Sorgulamalıyız”
Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, sempozyumda yaptığı konuşmada kentlerin geleceğine dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Ercengiz, deprem, su kaynakları, imar politikaları ve kentleşme hızı gibi konulara dikkat çekti.
“6 Şubat depremleri, ülkemize çok ağır bedeller ödetti. 50 binden fazla yurttaşımızı yitirdik, milyonlarca insan yerinden oldu. Bu kayıplar kader değil, önlem eksikliğidir. Depremi konuşmak, ders çıkarmak zorundayız.”
“Depremi Medyatik Bir Yarışa Dönüştürdük”
“Bir deprem olduğunda, ertesi gün televizyonlarda kim önce tahmin etti diye konuşuluyor. Ülke olarak deprem toto oynar hale geldik. Oysa depremi afete dönüştüren nedenleri ortadan kaldırmadıkça hiçbir başarı elde edemeyiz.”
“Yapı Güvenliği Konusunda Geri Kaldık”
“1889’da Eyfel Kulesi dikilmişti, biz hâlâ betonarmenin ömrünü tartışıyoruz. Betonarme yapılar 100 yılda yenilenmek zorunda. Okullar, hastaneler yeniden yapılıyor ama artık yeni inşaat tekniklerini konuşmamız gerekiyor.”
“Kentleri Büyütme Hırsı Bizi Tüketiyor”
“Kentleri büyütme hırsımız ne zamana kadar sürecek? Üretimden kopan insanları şehirlere yığarak, asgari ücretle çalışan mutsuz kitleler mi yaratacağız? Yaşanabilir bir kent, sadece afete dayanıklı değil, insanı mutlu eden kenttir.”
“İmar Barışları Bir Daha Gündeme Gelmemeli”
“İmar barışları ciddi bir tehlikedir ve artık ülke gündeminden tamamen çıkmalıdır. Böyle düzenlemeler, hem denetim sistemine hem de kamu güvenliğine zarar veriyor. Vatandaş usulsüz yapı yapıyor, sonra yasal hale getirmenin yollarını arıyor. Buna izin verilmemeli.”
“Burdur’un Su Kaynakları Tehlikede”
“2014’te göreve başladığımızda suyu 80 metreden çekiyorduk, bugün 200 metreden alıyoruz. Tarım sektörü, içme suyu kaynaklarının büyük bölümünü kullanıyor. Yeraltı sularımız hızla tükeniyor, bu durum ciddi bir alarmdır.”
“Kentlerin Kaderi Rantla Değil, Toplumla Belirlenmeli”
“Yöneticiler olarak kentlerin kaderine yön verirken rantı değil, toplumu esas almak zorundayız. Bu kent bize emanet edildi; biz de onu gelecek nesillere güvenli, yaşanabilir ve sürdürülebilir şekilde devretmeliyiz.”
Program, toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi. Ardından kentleşme, yapı güvenliği, çevre politikaları ve sürdürülebilir şehir planlaması üzerine sunumlar gerçekleştirildi.
Burdur Kent Sempozyumu’nun çıktılarının, kentin geleceğine yön verecek bir yol haritası oluşturması hedefleniyor.