BURDUR GÖLÜ ÇÖLLEŞİYOR: ACİL ÖNLEM ÇAĞRISI

BURDUR GÖLÜ ÇÖLLEŞİYOR: ACİL ÖNLEM ÇAĞRISI

Hasan Güraksu’nun moderatörlüğünü üstlendiği Halkın Sesi programının bu haftaki konukları Prof. Dr. İskender Gülle ile Ekosistemi Koruma ve Burdur Gölü’ne Hayat Verelim Derneği Başkanı Burhan Cahit Karakurt oldu. Programda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın can çekişen Burdur Gölü’ne yönelik talimatı da gündeme taşındı.

23 Ağustos 2025 Cumartesi 16:56 GÜNCEL

Uzmanlar gölün kritik durumu ve alınması gereken acil önlemler konusunda görüşlerini paylaştı. Ayrıntıları canlı yayın videomuzdan izleyebilirsiniz.

“Burdur Gölü Çölleşiyor, Ölüyor”

Dernek Başkanı Burhan Cahit Karakurt:

Burdur Gölü’nün hızla çekilmesi ve ekolojik açıdan çölleşme sürecine girmesi, kentte büyük kaygı yaratıyor. Burdur Gölü üzerine uzun yıllardır çalışmalar yürüten akademisyenlerle bir araya gelen Dernek Başkanı Burhan Cahit Karakurt, gölün kaderinin yalnızca siyasetçilere bırakılmaması gerektiğini belirterek, “Burdur Gölü önleniyor, ölüyor. Artık sadece siyasiler değil, halkın kendisi de harekete geçmeli” dedi.

Karakurt, gölün yıllardır siyasi söylemlerde gündeme geldiğini ancak somut çözümler üretilmediğini ifade ederek şunları söyledi:

“Ben kendimi bildim bileli siyasiler Burdur Gölü’nü konuşur, reklamını yapar ama sonuç alınmaz. Burdur’un sorunuyla ilgili kime sorarsanız sorun, ilk alacağınız cevap gölün durumudur. Bu nedenle artık bu iş yalnızca siyasilerin değil, halkın meselesidir.”

Göldeki çekilmenin yalnızca ekosistemi değil, halk sağlığını da tehdit ettiğini vurgulayan Karakurt, göl tabanındaki kil, tuz ve toksik maddelerin rüzgârla çevreye yayıldığını belirtti. Yapılan bilimsel araştırmalara göre bu tozların akciğer hastalıkları ve kansere kadar varan ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğine dikkat çekti.

Burdur Gölü’nün etrafında tarih öncesinden bu yana yerleşim olduğuna değinen Karakurt, “Gölün çevresinde 7 bin yıldır hayat var. Eğer bu gidişat durdurulmazsa birkaç on yıl içinde burada yaşam olmayacak. Çocuklarımız göl yerine çorak bir arazi görecek” diye konuştu.

Çözüm için yalnızca siyasi iradenin değil, toplumun da harekete geçmesi gerektiğini söyleyen Karakurt, “Siyasiler umut olmaktan çıkıyor. Onlara itici güç olacak olan sivil toplum örgütleri ve halkın kendisidir. Halk, Burdur Gölü için ayağa kalkmalı” çağrısında bulundu.

Burdur Gölü’nde Tozlanma Maksimum Seviyeye Ulaştı

Prof. Dr. İskender Gülle ;

Burdur Gölü’nün çekilmesi ve tozlanma sorunu günümüzde kritik seviyelere ulaştı. Prof. Dr. İskender Gülle, Burdur Gölü’nün özellikle Kuzey ve Kuzeybatı kesimlerinde sığ alanların açığa çıkmasıyla birlikte gölde tozlanmanın maksimum düzeye ulaştığını açıkladı.

Prof. Dr. Gülle, göl yatağındaki kil, silt ve kumun rüzgar etkisiyle çevreye yayıldığını ve özellikle insan sağlığı açısından ciddi riskler oluşturduğunu belirtti. Göl tabanındaki bu mikron boyutundaki tozların akciğerlerin en derin noktalarına kadar ulaşabildiğini ve bir kez solunduktan sonra temizlenmesinin mümkün olmadığını vurguladı.

Ayrıca Prof. Dr. Gülle, gölden yayılan tozların yalnızca Burdur’u değil, çevre illeri de etkilediğini ifade ederek, hakim rüzgar yönüne bağlı olarak tozların Isparta, Antalya, Muğla ve Denizli gibi bölgelere taşınabildiğini söyledi.

Bilim insanları, göldeki çekilmenin ve buna bağlı tozlanmanın önlenebilmesi için acil önlemler alınması gerektiğini, halkın ve yetkililerin bilinçlendirilmesini önemle tavsiye ediyor.

Burdur Gölü’nün Yönetim Karmaşası Sorun Yarattı

Burdur Gölü’nün korunması ve yönetiminde yaşanan sorunların temelinde gölün “çok sahibi” olması yatıyor. Yetkililer, gölün farklı kurumların yetki alanına girmesinin etkin müdahaleyi zorlaştırdığını ve yönetimsel uyumsuzlukların çevresel problemlerin artmasına neden olduğunu belirtiyor.

Mevcut durumda göl, Devlet Su İşleri, Çevre ve Şehircilik, Milli Parklar ve diğer kurumlar tarafından farklı mevzuatlar çerçevesinde yönetiliyor. Uzmanlar, bu çoklu sahiplik yapısının bir engel değil, doğru şekilde entegre edilirse yönetilebilir bir sistem olabileceğini vurguluyor.

Burdur Gölü Kritik Seviyede: Yüzey Alanı Yüzde 50’den Fazla Azaldı

Burdur Gölü’nün su seviyesi ve yüzey alanı ciddi şekilde azaldı. Uzmanlar, gölün maksimum su seviyesinden bu yana yüzey alanının yüzde elliden fazla küçüldüğünü belirtiyor. Gölün eski çanağı yaklaşık - kilometrekare iken, şu anda suyla kaplı alan önemli ölçüde azaldı. Kalan alanın büyük bir kısmı ise Burdur’a özgü bitkilerle kaplanmış durumda.

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi akademisyenleri, gölün çekilmesinin başlıca nedenlerini kuraklık, aşırı yeraltı suyu kullanımı ve yüzey sularının azalması olarak açıklıyor. Akademisyenler, gölün mevcut koşullar altında bu yüzyılda eski seviyesine ulaşmasının artık mümkün olmadığını vurguluyor.

Burdur Gölü’nün yönetiminde de sıkıntılar yaşanıyor. Gölün farklı kurumların yetki alanında olması, koordinasyonu zorlaştırıyor. Ancak uzmanlar, entegre bir yönetim planı ile gölün rehabilitasyonunun mümkün olduğunu ifade ediyor. Bu kapsamda Tarım ve Orman Bakanlığı ve Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü gölün kurtarılması için eylem planları ve projeler hazırlığında. Önümüzdeki günlerde toprak profili, bitkilendirme ve toz analizi çalışmaları başlayacak.

Uzmanlar, göle başka bir havzadan su getirme fikrinin teknik olarak mümkün olsa da ekonomik ve ekolojik açıdan uygulanabilir olmadığını belirtiyor. Tatlı su getirilse bile göldeki tuzluluk oranının artacağı ve ekosistemin zarar göreceği ifade ediliyor.

Burdur Gölü, biyolojik çeşitlilik açısından büyük öneme sahip ve Ramsar Sözleşmesi kapsamında korunması gereken bir alan olarak gösteriliyor. Bilim insanları, gölün korunmasının sadece Burdur için değil, Türkiye ve dünya için de kritik olduğunu vurguluyor.

Burdur Gölü’nün Kurtarılması İçin Uzmanlardan Uyarılar ve Öneriler

Burdur Gölü’nün yıllardır süren kuruma ve çekilme tehlikesi, uzmanların uyarılarıyla bir kez daha gündeme geldi. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi akademisyenleri, gölün eski hacminin yarısından fazlasını kaybettiğini ve mevcut yüzey alanının büyük kısmının bitkilerle kaplandığını belirterek, gölün kurtarılması için bütüncül ve uzun vadeli projelerin şart olduğunu vurguladı.

Üniversite yetkilileri, gölün kurumasında başlıca etkenin aşırı buharlaşma, yeraltı sularının yoğun kullanımı ve havzadaki baraj ile göletlerin oluşturduğu su kesintileri olduğunu kaydetti. “Gölün eski seviyesine geri dönmesi teknik olarak mümkün değil, çünkü hem iklim koşulları hem de yeraltı suyu kullanım alışkanlıkları bu durumu engelliyor” ifadelerini kullandılar.

Gölün kurtarılması için yapılabilecek çalışmalara ilişkin öneriler de sıralandı: uygun bitki türlerinin belirlenmesi, toprak profili analizlerinin yapılması ve tozun insan sağlığı açısından etkilerinin araştırılması gibi önlemler ön plana çıkıyor. Ayrıca bilim insanları, göle başka havzalardan tatlı su getirme fikrinin ekolojik olarak mümkün olmadığını, tuz oranının artacağı ve ciddi ekolojik riskler doğuracağını dile getirdi.

Uzmanlar, Burdur Gölü’nün korunması ve rehabilitasyonu için tüm yerel ve merkezi kurumların koordineli çalışmasının şart olduğunu vurguluyor. “Burdur Gölü, sadece Burdurluların değil, tüm dünyanın doğal mirası. Bu gölün korunması için entegre bir yönetim yaklaşımı gerekiyor” açıklamasında bulundular.

Burdur Gölü’nün kurtarılması için atılacak adımların yıllar süreceği ve sabır gerektireceği ifade edilirken, kısa vadeli ve pratik çözümler yerine bilimsel temelli, uzun vadeli planlamaların hayata geçirilmesi gerektiği vurgulandı.

HAFTANIN MANŞETLERİ KONUŞULDU

*BURDUR CHP BİNASINDA BİR AFİŞ VAR NURULLAH ÖZCANLI VE  TUGAY ADAY

*CHP BURDUR’DA HÜLYA İŞ ADAYLIĞINI AÇIKLADI

*CHP’DE GÜÇLÜ ADAY İLYAS DİVARCI YENİDEN MERKEZ İLÇE BAŞKANLIĞINA ADAY

*BURDUR’DA JANDARMADAN ZEHİR OPERASYONU: 201 TÜP KOBRA ZEHİRİ ELE GEÇİRİLDİ

Burdur Gölü Alarm Veriyor: Su Krizi Kapıda

Burdur Gölü, Türkiye’nin Göller Bölgesi’nde yaşanan kuraklık ve aşırı su kullanımı nedeniyle kritik seviyelere ulaştı. Uzmanlar, Akdeniz çanağının dünya ortalamasına göre iki kat daha hızlı ısındığını, 2030 sonrası yağışların yüzde 30 ila 50 azalmasının beklendiğini ve sıcaklıkların yüzyıl sonuna kadar 2 ila 8 derece artabileceğini belirtiyor.

Bölgedeki kuraklık sadece meteorolojik değil, tarımsal ve hidrolojik olarak da hissediliyor. İlkbahar ve sonbahar yağışlarının azalmasıyla yeraltı suları kritik seviyelere düştü. Bu durum, ekonomik ve sosyoekonomik etkilerle birlikte tarım, hayvancılık ve turizmi tehdit ediyor. Uzmanlar, “Ekonomiyi çalıştıran motorun benzini sudur. Su olmazsa ne tarım olur, ne hayvancılık, ne turizm” uyarısında bulunuyor.

Burdur Gölü’nün karşı karşıya olduğu tehlike, Aral Gölü ve Urmiye Gölü gibi dünya örnekleriyle kıyaslandığında, küçük bir göl için bile alarm seviyesini işaret ediyor. Türkiye’de 300 gölden yaklaşık 200’ü insan etkisi ve iklim değişikliği nedeniyle kurudu veya kritik seviyeye indi.

Yeraltı su kaynaklarının aşırı tüketimi sorunu daha da büyütüyor. NASA uydu görüntüleri, Türkiye genelinde yeraltı suyunun yenilenme hızının çok üzerinde çekildiğini ortaya koyuyor. Özellikle lüks tarım ve su yoğun faaliyetler, halkın içme suyu ve ekonomik sürdürülebilirlik açısından risk oluşturuyor.

Uzmanlar, çözümün farkındalık ve anlayış değişiminden geçtiğini belirtiyor. Suyun az olduğu bölgelerde faaliyetlerin su varlığına göre planlanması, düşük su tüketimli tarım, tıbbi-aromatik bitki yetiştiriciliği ve ekolojik hayvancılığın öne çıkarılması gerekiyor. Ayrıca, ruhsatsız sondajların kontrol altına alınması ve belediyeler ile milletvekillerinin kente karşı işlenen su suçlarına karşı etkin önlemler alması çağrısı yapılıyor.

Burdur Gölü’nün kurtarılması, sadece ekosistem için değil, bölgenin ekonomik ve sosyal geleceği için de hayati önem taşıyor.

AYRINTILAR CANLI YAYIN VİDEOMUZDA İZLEYİN :https://www.facebook.com/hguraksu/videos/1102893051984745



Kaynak: https://www.gurhaber.com/