CHP Burdur Milletvekili İzzet Akbulut, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda görüşülen İklim Kanunu Teklifi’nin 15. maddesi üzerine söz alarak eleştirilerde bulundu. Kanun teklifini "halk için değil, sermaye için hazırlanmış" diyerek nitelendiren Akbulut, çevre duyarlılığı adı altında yalnızca karbon ticareti odaklı düzenlemeler getirildiğini savundu.
CHP Burdur Milletvekili İzzet Akbulut, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda görüşülen İklim Kanunu Teklifi’nin 15. maddesi üzerine partisinin grup adına söz alarak dikkat çeken bir konuşma gerçekleştirdi. Akbulut, konuşmasında çevreye duyarlılık maskesi altında sermaye odaklı düzenlemeler yapıldığını savunarak, kanun teklifine neden karşı çıktıklarını detaylarıyla anlattı. Yaptığı açıklamada ; Başlamadan önce, 2 Temmuz 1993'te Madımak Oteli'nde canice yakılarak öldürülen aydınlarımızı rahmetle, minnetle ve şükranla yâd ediyorum. Evet, Meclis’te İklim Kanunu'nu görüşüyoruz. Dışarıdan bakıldığında doğaya, ülkeye ve yarınlarımıza faydası olacakmış gibi görünen bir kanun gibi duruyor. Ancak içeriğine baktığımızda, yalnızca bir emisyon ticareti düzenlemesinden ibaret. Karbon salınımını az yapanların, çok yapanlara belirli bir sistemle satış yapabileceği bir ticaret sisteminin yolunu açan bir düzenlemeyle karşı karşıyayız. Bu nedenle, ana muhalefet grubu olarak, muhalefet partileri olarak bu kanunun geçmesini istemiyoruz. Çünkü vatandaşlarımızın birçok çekincesi var. Bu çekincelere yanıt veren bir maddeye ise rastlayamıyoruz. Bu yüzden zaman zaman yoklama istiyoruz. Ancak yoklama istedikten sonra kendimiz bile yoklamaya girmiyoruz. Bu da AK Parti milletvekillerinin bazen tepkisini çekiyor: “Buradasınız, neden girmiyorsunuz?” diyorlar. Cevabımız açık: Kanunun geçmesini istemediğimiz için girmiyoruz. Eğer bu kanunun vatandaşa bir yararı olduğunu düşünseydik zaten girerdik. Bugün karşımızda sermaye gruplarının Sayın Tayyip Erdoğan’dan talep ettiği ve önümüze gelen bir düzenleme var. Biz burada adeta bunu onaylamaya çalışıyoruz. Peki, vatandaşın yararına bir yasa getirdiniz de biz mi yoklama istedik? Örneğin: Staj mağdurlarını getirdiniz mi? Sigortada eksik günleri olan emeklileri, kademeli emeklilik bekleyenleri gündeme aldınız mı? 9.000 prim günüyle emekli olacak Bağ-Kur'luların süresini 7.200'e indirmek istediniz mi? İntibak yasasını konuştuk mu? Tarım kredi kooperatiflerine borcu olan çiftçilerin faizlerini silelim dediniz mi? Hayır. Bunların hiçbirini getirmediniz. Dolayısıyla biz de bunlar için yoklama istemedik. Ama ihracatçılarla ilgili bir talep gelince, bunu bize onaylatmak istiyorsunuz. Evet, ihracat önemlidir. Neden? Çünkü ülkemizin para birimi, diğer yabancı para birimleri karşısında bugünkü gibi değersiz hâle düşmesin istiyoruz. Geçtiğimiz günlerde, Türkiye Büyük Millet Meclisi Litvanya Dostluk Grubu olarak iki AK Partili milletvekiliyle birlikte Litvanya’ya gittik. Eskiden yurt dışına çıkan bir milletvekili, yakınlarına bir şeyler getirirdi. Şimdi ise neye baksanız, onlar için çok ucuz, ama Euro ile olduğu için bizim için çok pahalı. Evet, ihracatı geliştirmek için üretime destek vermeliyiz. Karbon salınımını engellemeliyiz. Bunların hepsine katılıyoruz. Ama sadece bunlar yetmez. Bakın, köyleri geziyorsunuz, kırsalı geziyorsunuz. Hepiniz geziyorsunuz. Üretimde olması gereken yerlerde yaş ortalamasının çok yüksek olduğunu hepiniz görüyorsunuz. Köylerde artık genç nüfusu göremiyoruz. İnsanlar üretimden her geçen gün, her geçen yıl daha da uzaklaşıyor. Sonra cari açıkları konuşmaya devam ediyoruz. Eğer doğru bir üretim planlaması yaparsak, bu ülkede çok güzel kanunları hep birlikte çıkarırız. O zaman muhalefet de, ana muhalefet de destek verir. Hep birlikte ülkenin yararına çok iyi işler yaparız. Türkiye Cumhuriyeti'ni hak ettiği noktalara hep birlikte getiririz. Ama biz bunları konuşmadan, vatandaşın yararına olacak işleri tartışmadan, bu kanunu konuşuyoruz. Bu da vatandaşlarımızın çok da umurunda değil gibi görünüyor. Meclis’teki katılım oranlarına baktığımızda, yalnızca oylama esnasında bir doluluk yaşanıyor. Onun dışında milletvekillerinin bile ilgisini çekmeyen bir kanunla karşı karşıyayız. Bakın, şöyle herkes etrafına dönüp baksın. Toplantı yeter sayısının olmadığını göreceksiniz. Çünkü milletvekillerimiz bu kanunun vatandaşa faydalı olacağına kendileri bile inanmamış. Sadece görev gereği buraya gönderilmişler. Sayısal üstünlükle bu kanunu geçirmeye çalışıyorlar. Ben buradan tüm milletvekillerimize tekrar son bir kez çağrıda bulunuyorum: Vatandaşlarımıza soralım. Memleketimizdeki yurttaşlara soralım. Böyle bir kanun beklentileri var mı? Böyle bir talepleri varsa, hep birlikte geçirelim. Ama bizler, bu kanunda herhangi bir vatandaş yararı görmediğimiz için, ülkenin çıkarına bir katkı göremediğimiz için bu kanuna karşı çıkıyoruz.
İŞTE O VİDEO:https://www.facebook.com/watch/?mibextid=wwXIfr&v=1255363478855726&rdid=FDVdzFY4pB0SliXF