ZEHİR GİBİ AÇIKLAMA
Basına ve Kamuoyuna
Türkiye İşçi Partisi olarak Burdur’un vicdanına ve gerçek sahipleri olan emekçilerine çağrımızdır.
Burdur Belediyesi ne doğayı ne yaşam hakkını ne de insan hakkını tanımamaktadır.
CHP’nin üçüncü dönem belediyesi olmasına rağmen serbest gezen kedi ve köpek popülasyonunu azaltmak için kısırlaştırma faaliyeti ve barınak koşullarını iyileştirme konusunda “3” dönemdir hiçbir adım atmamıştır.
Belki de Türkiye’de bir çok büyükşehrin bir mahallesinde olabilecek bir köpek popülasyonunu kontrol altına alabilecekken bununla ilgili hiçbir çalışma yapmaması tamamen belediyecilik anlayışları ile ilgilidir.
Doktor, öğretmen,veteriner, avukat,köpek eğitmenin’den tutun da, 15 yıldır Burdur’da çalışmalar yürüten BURHAYDOS Dernek Başkanına kadar yüzü aşkın ve nitelikli gönüllü ağı bulunan Burdur Yaşam Hakkı Savunucuları’nın aylardır Belediye ile gönüllü çalışma talebine kör sağır olan bir belediyecilik anlayışından yaşam hakkına saygı beklemiyoruz.
AKP iktidarının hukuka ve yaşam hakkına saygı duymadığını biliyor ve iliklerimize kadar yaşıyorken; yaşam hakkını savunduğunu söyleyen bir parti belediyesinin bugünkü kaosa hizmet edip kapasitesi sınırlı olan barınağa sürekli toplama yapması ne bilimsel ne de vicdani hiçbir gerekçesi yoktur.
Aylardır mahallelerden toplanan köpekleri barınakta bulamıyoruz “Ne oldu?” diye sorduğumuzda da “kaçtı” yanıtını alıyoruz. 22 Şubat 2025 tarihinde Burdur İş-Kur’un bahçesinde yine kurum çalışanlarının bakımını yaptığı köpekleri yanlarında veteriner olmadan ve Kuruma ait kapalı özel bahçeye girip bayılttıkları ve çuval gibi bahçenin dışına çıkarıp götürdükleri köpeklerin kamera kayıtları mevcut olmasına rağmen, gönüllüler ne barınakta ne de şehrin hiçbir yerinde bulamamıştır.
Seçim öncesi mahalle Pazar yerlerinin üzerlerini bir haftada kapatan ama barınaktaki hayvanları karda yağmurda sert hava koşullarında bile yıllardır açıkta bırakan zihniyetten elbette yaşam hakkına saygı göstermesini beklemiyoruz.
Köpekler için mama makinası yaptığını söyleyip övünen; iş uygulamaya geldiğinde hayvanlar dışkı yapmasın diye uzun süreler aç bırakmakta ve kurumlardan topladığı ekmeklerin bile sadece ölmeyecek kadar önlerine fırlatmakta, barınağı adeta açlık ve ölüm kampına çevirmektedirler
Seçim öncesi ve sonrasında defalarca söz verdiği fakat binbir türlü bahanelerle Burdur’un Avrupa standartlarındaki Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Hayvan Hastanesi ile tedavi protokolünü yapmamakta ve yaralı hasta hayvanları kliniği bile olmayan barınakta ölüme mahkum etmektedir.
Belediyeyi bir şirket patronu edasıyla yönettiğini, bizzat kendi ağzından defalarca duyduğumuz “Ben bir işveren olarak” diye başlayan cümlelerinden çok iyi bildiğimiz Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz’in herhangi bir canlının yaşam hakkına saygı göstermesini de beklemiyoruz.
Burdur Bağlar Mahallesinde ranta dayalı 18 uygulaması ile bölge yoksul köylülerin tek gelir kaynağı olan arsalarına çöken bir belediyecilik anlayışından yaşam hakkına saygı beklemiyoruz.
Burdur’un göl kıyısındaki tarım arazilerine yapılan Mavi Göl Konut Yapı Kooperatifi’nin inşaatına göz yuman bir belediyeden yaşam hakkına saygı duymasını beklemiyoruz.
Belediyeyi üç dönemdir yönetmelerine rağmen Burdur’un kanserojen kaynağı asbestli su borularını bile değiştiremeyen bir belediyecilikten Yaşam hakkına saygı beklemiyoruz.
Belediye kadrolarını ve hatta Başkan yardımcılarını bile akraba kontenjanı haline getiren bir belediye başkanından canlıların yaşam hakkına saygı duymasını beklemiyoruz.
Burdur şehir hastanesi karşısına belediye ihalesiyle satılan eczane yerlerinden birine; asla çekinmeden kendi eczanesini konduran ve
bunda da haysiyetle ilgili hiçbir beis görmeyen bir Belediye Başkanından yaşam hakkına saygı beklemiyoruz.
Veteriner daire başkanlığına veteriner yerine kendisine akıl vermeden ne emir alırsa uygulayacak eski bir askeri getiren Belediye Başkanından yaşam hakkına saygı duymasını beklemiyoruz.
Barınaktaki kadrolu veterinerinin hiç bir iş yapmadan oturmasına göz yumup taşeron olarak düşük ücretle çalıştırdığı tek bir veterinere tüm barınak işlerini yaptırmaya çalışan bir belediyecilik anlayışının yaşam hakkına saygı duymasını da beklemiyoruz.
Yakın arkadaşı sendika başkanı olsun diye belediye çalışanlarını tehditle DİSK’ten istifa ettirip Türk-İş e bağlı Belediye iş sendikasına geçiren ve bu yolla sendika başkanını çalışanlar üzerinde bir baskı aracı olarak kullanan bir zihniyetten yaşam hakkına saygı beklemiyoruz.
Belediyeye bağlı şirketlerin sahibi olduğu yakıt istasyonlarıyla piyasada kartel oluşturup halkı zarara uğratan ve buradan aldığı cezayı da belediyenin kasasından halka ödeten bir belediyecilikten yaşam hakkına saygı duymasını beklemiyoruz.
BURHAYDOS Derneği’nin 2019 yılında Belediyenin ölüm çukurlarını ortaya çıkarıp belediyenin ceza almasına neden olmadan önce
tüm malzemelerini tamamlayıp kedi evi yaparak şartlı bağışladığı yeri, barınak ziyaretlerimizde asla çalıştığına şahit olmadığımız kadrolu veterinerine oda yapan bir zihniyetten yaşam hakkına saygı beklemiyoruz.
Kendi üzerine kayıtlı olduğunu söylediği köpeğine bile belediye tesislerinde ve belediye barınağında baktıran bir Belediye Başkanından yaşam hakkına saygı beklemiyoruz.
Kimden ne bekleyeceğimizi biliyoruz,
Burdur için beklentimiz büyük ve Türkiye İşçi Partisi olarak,
Yaşama, doğaya, insana ve tüm canlılara saygı duyan Burdur’un ilerici aydın, vicdanlı insanlarını bu zihniyetle birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.
Türkiye İşçi Partisi Burdur İl Örgütü
Türkiye İşçi Partisi Burdur İl Örg