CHP BURDUR KONGRESİNDE DEMOKRASİ DERSİ
Sevgili okurlarım,
Cumhuriyet Halk Partisi Burdur İl Kongresi tamamlandı.
Kongre süreci, demokrasi açısından önemli mesajlar verdi.
Önce süreci hatırlayalım...
Merkez İlçe Başkanı İlyas Divarcı, birçok partiliyle birlikte disipline sevk edilmişti.
Bu kararın demokratik olmadığı konusunda kamuoyu büyük ölçüde hemfikirdi.
Divarcı’nın yerine Mehmet Gürcetin atanmıştı.
Ancak kongre zamanı gelince, Divarcı geniş bir taban oluşturarak yeniden ilçe başkanı seçildi.
Partiden uzaklaştırılmak istenen İlyas Divarcı, bu kez daha da güçlenmiş olarak döndü.
Bu tablo, mevcut il başkanı Kadir Koç ile Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz’in parti içinde yarattığı gerginliği de gözler önüne serdi.
Parti Genel merkezine yalan yanlış şikayetler gitmişti.
Koç ve Ercengiz’in demokratik olmayan tavırları, tabanda ciddi bir tepki doğurdu.
İşte bu ortamda, İl Başkanlığı için en güçlü adaylardan biri Tarkan Büyükyörük idi.
Ancak seçime iki gün kala CHP Parti Meclisi, Büyükyörük’ü “tedbirli olarak disipline sevk etti” ve adaylığını engelledi.
Bu hamleye rağmen Tarkan Büyükyörük ve ekibi geri adım atmadı; seçime saatler kala yeni bir isimle çıktı:
Tecrübeli siyasetçi Barış Ayten.
Kongre sonunda tablo çok netti.
Barış Ayten 223 oy, Kadir Koç ise yalnızca 49 oy aldı.
Parti tabanı, “demokrasi dışı eylemler”e açık bir tepki gösterdi.
Birilerinin adamı olmayı reddeden seçmen, iradesini güçlü bir biçimde ortaya koydu.
Kongrede hafızalara kazınan kare ise Tarkan Büyükyörük’ün, kendi önerdiği aday Barış Ayten’e sarıldığı o samimi andı.
Bu fotoğraf, bir devrin kapanıp yenisinin başladığının işaretiydi.
Kongre sonrası kulislerde şu soru çokça dillendirildi:
“Yarın Barış Ayten de, Kadir Koç’un yaptığını yapar mı? Ekibini kendi ikbali için satar mı?”
Ben şahsen buna ihtimal vermiyorum.
Barış Ayten’i geçmişten tanırım; cevval, dik duran bir çizgisi vardır.
Ama siyaset bu…
Bugün dost olan yarın rakip olabilir.
Yine de CHP tabanı bu defa çok net bir mesaj verdi:
Eğer Ayten de aynı hatalara düşerse, parti tabanı aynı cevabı ona da verir.
Parti artık ikilem istemiyor.
Her siyasetçi yerini bilmeli, şeffaf olmalı.
CHP, Burdur’da yeniden büyümek istiyorsa;
imar dedikodularından, kapalı kapılar ardındaki pazarlıklardan uzak bir yönetim anlayışı sergilemeli.
Kısacası, halk güven istiyor.
Şimdi gözler, mazbata sonrası Barış Ayten ve ekibinin icraatlarında olacak.
Bakalım Burdur CHP’de yeni dönem, gerçekten “demokrasinin kazandığı” bir dönem mi olacak?..






