"BEŞ MÜFETTİŞ, SEKİZ DOSYA VE BİR GERÇEK ARAYIŞI"
Hasan Güraksu yazdı..
Burdur Devlet Hastanesi’nde yaşananlar artık sıradan bir idari mesele olmaktan çıktı.
Bir hastanede beş müfettişin aynı anda görev yapması, sekiz ayrı dosyanın masada olması…
Bu tablo, orada bir şeylerin uzun süredir yanlış gittiğini gösteriyor.
Sahte nöbetten diyaliz skandalına
Hatırlayacaksınız, aylar önce hastanenin destek hizmetleri biriminde bazı personele sahte nöbet yazılarak devletin zarara uğratıldığı iddiasını yazmıştık.
Hatta o dönemin başhekimi Dr. Murat Yüksel’in, sahte nöbet olayını suçüstü yakaladığı konuşuluyordu.
Ardından Genel Sağlık-İş Başkanı Dr. Ümit Gümüştaş, bu iddiaları basın önünde dile getirdi ve yereldeki müfettişlerin olayı “savsakladığını” söyledi.
Yani sadece bir hastane değil, denetim mekanizmasının da sorgulandığı bir tablo çıktı ortaya.
Vali Baydar’ın devreye girmesi
Bu çıkışın ardından Burdur Valisi Tülay Bilgihan Baydar, meseleyi yakından ele aldı.
Hem sendika başkanını hem sağlık müdürünü makamına çağırdı, dinledi, notlarını aldı ve Sağlık Bakanlığı’ndan merkez müfettiş talep etti.
Yaklaşık bir buçuk ay önce gelen ikinci müfettiş, yeni dosyalarla karşılaşınca sayı beşe yükseldi.
Beş müfettiş şu anda aynı kurumda, sekiz ayrı başlıkta inceleme yürütüyor.
Solüsyonlar çöpe, unvanlar havada
İnceleme dosyalarından biri de diyaliz ünitesinde yaşanan zehirlenme vakaları ve kullanılmayan solüsyonların çöpe dökülmesi.
Bu konuyla ilgili olarak dönemin başhemşiresi Nilgün Mutlu’nun sorumluluğunun araştırıldığı öğrenildi.
Ama olay sadece bununla da sınırlı değil.
Aynı isme, resmi kadrosunda bulunmamasına rağmen “koordinatör” unvanı tanındığı ve ayrı bir oda verildiği de şikayetler arasında.
Bir kamu kurumunda olmayan bir kadronun, bir kişiye özel oluşturulması başlı başına sorgulanması gereken bir durum.
Kulislerde sessiz bir fısıltı
Hastane koridorlarında sessiz bir cümle dolaşıyor:
“Bu kez ciddi bir inceleme var.”
Ama aynı zamanda bir başka cümle daha sık tekrarlanıyor:
“Beş müfettişe rağmen gerçekler ortaya çıkmazsa şaşırmayın.”
Bu kuşku boşuna değil. Çünkü hakkında çok sayıda iddia bulunan Nurşen Yıldırım’ın,
AKP Merkez İlçe Başkanı Hüseyin Okan’ın dünürü olduğu ve bu nedenle uzun süredir “korunduğu” iddia ediliyor.
Burdur küçük ama vicdan büyük
Burdur küçük bir şehir. Herkes herkesi tanır, kimin hangi odada hangi görevi yürüttüğünü de bilir.
Ama bu küçüklük, adaletin de küçülmesine gerekçe olmamalı.
Şimdi gözler, beş müfettişin hazırlayacağı raporda.
Eğer bu kadar incelemeye, bu kadar delile ve bu kadar kamuoyu baskısına rağmen gerçekler hâlâ örtülürse, O zaman mesele sadece Burdur Devlet Hastanesi’nin değil, devlete duyulan güvenin de tedaviye muhtaç hale geldiği bir tabloya dönüşür.


