TIP FAKÜLTESİNDE İLK DÜĞME YANLIŞ MI İLİKLENİYOR?
Hasan Güraksu – Köşe Yazısı
Burdur’un son yıllarda en çok gurur duyduğu alanlardan biri hiç şüphesiz Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi. Akademik gelişimi, öğrenci sayısı, yetiştirdiği gençlerle hem ilimize hem ülkemize değer katıyor. Üstelik bu büyük yapının en önemli parçalarından biri olan Tıp Fakültesi de kurularak Burdur’un sağlık yatırımlarında yeni bir dönem başlatmış durumda.
Tıp Fakültesi fikri, kolay olmadı. Emek isteyen, uzun soluklu bir süreçti. Bu süreçte özellikle ilimizin milletvekili Prof. Dr. Adem Korkmaz’ın çabasını, sorumluluk alarak yürüttüğü mücadeleyi teslim etmek gerekir. Fakültenin kurulması adına gösterilen çaba, Burdur için kıymetlidir.
Ancak geçtiğimiz günlerde Genel Sağlık-İş Burdur Şubesi tarafından yapılan açıklama, Tıp Fakültesinin kuruluşunda “ilk düğmenin yanlış iliklendiği” yönünde ciddi işaretler taşıyor.
---
İlk 5 Kadro ve İlk Büyük Soru İşareti
Bir tıp fakültesi kuruyorsunuz…
Öğretim üyeleri, fakültenin omurgasıdır. Bilim üretecek, hekim yetiştirecek ve yıllarca bu yapının niteliğini belirleyecek kadrolar…
Ama ne oluyor?
Genel Sağlık-İş’in açıklamasına göre, açıklanan ilk 5 öğretim üyesi kadrosu Burdur’da hem sağlık çalışanları hem akademi çevrelerinde şaşkınlıkla karşılanıyor.
Genel Cerrahi ve Çocuk Hastalıkları için yalnızca “uzmanlık” şartı konuluyor.
Ama Kadın Doğum ve Dâhiliye için uzmanlık yetmiyor; şahsa özel, kişileri doğrudan işaret eden yayın şartları ekleniyor.
Bir ilde bir tıp fakültesi kuruyorsanız, kayırmacılık kokan bu tabloyu kim açıklayabilir?
Dahası, başvuran adaylardan biri yöneticilik pozisyonunda, diğeriyse eşinin başvuruda bulunduğu ifade ediliyor. Ve bu tabloyu savunmak yerine bazı karar vericiler “Maalesef ülkemizin gerçeği” diyerek geçiştiriyor.
Bu açıklama, gerçeği normalleştirmektir.
Ve en tehlikelisi budur.
---
Bu Fakülte Burdur’un Geleceği İçin Kuruluyor
Tıp Fakültesi, bir tabeladan ibaret olamaz.
Eğer temel doğru atılmazsa, ileride yetişecek hekimlerin niteliğinden, sunulan sağlık hizmetine kadar her şey bundan etkilenir.
Dr. Ümit Gümüştaş’ın açıklamasında vurguladığı gibi:
Liyakat olmazsa bilim gelişmez.
Bilim gelişmezse fakülte ilerlemez.
Fakülte ilerlemezse gençlerin geleceği zarar görür.
Ve bizler bugün düzeltemediğimiz yanlışların bedelini yıllarca öderiz.
---
Bu Yanlıştan Dönülmeli
Burada mesele bir sendikanın açıklaması değil.
Mesele bir ilin geleceği…
Bugün yapılan hatalar, yarının sağlık sistemini, yarının doktorlarını, yarının Burdur’unu etkileyecek.
Daha yolun başındayken alınacak bu kadro kararlarının gözden geçirilmesi gerekiyor.
Çünkü yanlış bir temel üzerine kurulan hiçbir yapı uzun süre ayakta kalmaz.
Akademi; torpili, yakınlığı, eş-dost ilişkisini değil, bilimi ve liyakati esas almalıdır.
---
Burdur’un Hak Ettiği Tıp Fakültesi
Bu şehir, yıllardır Tıp Fakültesi hayali kurdu.
Emeği olan herkesin hakkı var; bunu kimse inkâr edemez.
Ama bu şehir aynı zamanda adalet ister, liyakat ister, hakkaniyet ister.
Bugün yaşananlar görmezden gelinirse, Tıp Fakültesi daha doğarken yaralı doğmuş olur.
Öyle bir şey olsun istemeyiz.
Bu fakülte Burdur’un gururu olacaksa, sağlam temelle başlamalıdır.
Genel Sağlık-İş’in yaptığı çağrı basit bir eleştiri değil, bir uyarıdır.
Ve ben de bu uyarının altına şu cümleyi ekleyerek imzamı atıyorum:
Tıp Fakültesi Burdur’un geleceğidir; geleceğe haksızlık yapılmaz.
